Büyük bir kâbusun ortasındayız. Her şey Çin’in Wuhan kentinde bir pazaryerinden çıkan virüsün tüm dünyaya yayılmasıyla başladı. Önceleri dünyada olup biteni izliyorduk televizyondan zira henüz ülkemizde sıçramamıştı. Henüz bizden çok uzaktayken bile korku içine izlerken gün geldi bir vaka çıktı karşımıza ve o günden beri de artarak devam ediyor. Korona virüsün bir gün son bulacağına dair inancımız hala tam ancak artan vakalar da gözümüzü korkutmuyor değil. Korona virüs pandemisi nedeniyle hayatımıza pek çok kavram girdir; entübe olma, maske, sosyal mesafe, 14 gün kuralı ve daha pek çoğu. Maskesiz balkona bile çıkamaz hale geldik. Uzmanların önerisini can kulağıyla dinliyoruz ve elimizden geleni fazlasıyla yapıyoruz. Evlerde kaldığımız bu süreçte sağlığımızı korumak yine bizim elimizde. Özellikle kış mevsiminin yaklaşmasıyla gün yüzüne çıkmayı bekleyen grip ve soğuk algınlığı furyasından kendimizi korumamız lazım. Çünkü korona virüs ve grip benzer belirtiler veriyor. Hal böyle olunca maske, sosyal mesafe ve tedbirin yanı sıra kendi önlemlerimizi de almamız gerekir. Kendimizi korumanın en etkili yollarından biri bağışıklığımızı güçlü kılmak. Korona virüs pandemisinde bağışıklığı arttırmanın yollarını sizler için derledik.
1 - Dengeli bir beslenme düzenine geçin
4 ana besin grubundan yeterli derecede destek almamız gerekir; süt ve süt ürünleri, et grubu, sebze ve meyve grubu, tahıllar. Bu gruplar içerisinde özellikle enfeksiyonla baş etme konusunda kendini kanıtlamış pek çok ürün var. Sebze ve meyveler antioksidan bakımından zenginken tahıllar da güçlü lif içerikleri ile bizi koruyor. Özellikle sarımsak, soğan, turp, nar, portakal gibi sebze ve meyveleri bu dönemde tüketmekte yarar var. Bu sebze ve meyveler aynı zamanda yararlı bakteriler olan probiyotiklerin de çoğalmasına neden olur. Böylece savunma mekanizmamız da gelişir. Yoğurt, kefir gibi ürünler probiyotik bakımından zengindir.
2 - Karbonhidrat tüketimini sınırlayın
Ekmeği seviyoruz kabul. Börekler, çörekler derken hamur işi bakımından mutfağımız bir hayli zengin. Bu tarz ürünleri devamlı olarak tüketmek yerine rafine edilmemiş kepekli ve kabuklu tahıllara ağırlık vermek daha iyi bir sonuç doğuracaktır. Örneğin yulaf oldukça sağlıklıdır. Tam buğday ekmeği gibi ekmek türlerini de tercih edebilirsiniz. Önemli olan içerik ve zamanlama…
3 - C vitaminlerini sofranızın baş tacı yapın
C vitamini, antikorların kan seviyelerini arttırır ve beyaz kan hücrelerini ayırt etmeye yardımcı olur. Yüksek c vitamini, soğuk algınlığı belirtilerinin süresini azaltabilir. Portakal, greyfurt, kivi, brokoli, lahana ya da karnabahar gibi gıdalara sofranızda yer açmanızda fayda olacaktır. C vitaminini harici olarak da alabilirsiniz ancak her şeyin doğalı elimizin altındayken şipşak tariflerle soframızı zenginleştirebiliriz.
4 - D vitaminini de unutmamak lazım!
Güneşin bize en büyük faydalarından biri d vitamini. Havaların kışa dönmeye başlamasıyla birlikte d vitamini alımımız da bir o kadar düşüyor. D vitamini kalsiyum ve fosforun sindirim yollarında kullanımı ve emilimi için çok önemlidir. D vitaminini yağlardan alabileceğimiz gibi doğal yollardan da alabiliriz. D vitamini bakımından zengin yiyecekler; yumurta, peynir, soya peyniri ya da mantar gibi ürünlerdir.
5 - Zerdeçal mucizesi ile tanışın!
Zerdeçal son yıllarda giderek artan bir popülerliğe sahip. Bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri var. Baharat olarak kullanılabileceği gibi çeşitli zerdeçallı tariflerle de soframızda yerini alabilir.
6 - Protein alımına dikkat edin
Et, balık, hindi, yumurta, süt ürünleri ve bazı bakliyatlar yoğun miktarda protein içerir. Protein sadece bağışıklık sistemimizi korumak için değil sağlıklı kilo vermek için de önemli bir yardımcıdır. Proteini etten almak istemiyorsanız mercimek gibi bakliyatlarda da güçlü oranda protein olduğunu unutmayın.
7 - Haftada 1 balık!
Omega 3 yağ asitleri, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için olmazsa olmazlarımızdandır. Başta balık olmak üzere pek çok gıdadan bu değerli yağları alabilirsiniz. Örneğin semizotu ve cevize ne dersiniz? Balık tüketimi de elbette önemlidir ancak yapılış şekline dikkat edilmeli. Kızartma ya da çeşitli ağır soslarla değil fırında ya da ızgarada tüketebilirsiniz.