Diğer
Kusurları Kucaklama Sanatı: Wabi-Sabi 27.09.2018

Stres ve koşuşturmaca, modern insanın en büyük gerçekleri arasında yer alıyor. Günümüzde birçok kişi büyük şehirlerde yaşıyor ve iş ya da okul ile ev arasındaki koşuşturmaca sağlıklı bir yaşamı zorlaştırıyor. Öyle ki, günümüz metropollerinde nefes alacak bir alan bulmak bile kolay değil. Ancak Japonların kadim felsefesi Wabi-Sabi, bu zorlu ve stresli yaşam tarzında bize yol gösteriyor. Sağlıktan düşünme biçimine hatta dekorasyona kadar birçok farklı alandaki önerileriyle yaşamı kolaylaştıran bu felsefe hakkında biraz bilgi edinmekte fayda var.

 


Wabi-Sabi Nedir?

 

wabi-sabi-1

Buda rahiplerinin boşluk, rehavet ve huzur üzerine kurulu yaşam tarzı birçoğumuz için oldukça cazip ve özendirici. Ancak günümüz dünyasında bunu uygulamak oldukça zor. Wabi-Sabi felsefesi burada yardımımıza koşuyor ve bu huzurlu felsefeyi kent hayatında, inzivaya çekilmeden uygulamamızı sağlıyor. 1500’lü yıllarda ortaya çıkan Wabi-Sabi, esasında Çin’deki Zen Budizmi’ne dayanıyor. Bu terimi Türkçeleştirmek oldukça zor ancak denemek gerekirse, Wabi’yi basitlik Sabi’yi ise kusurlardan keyif almak olarak çevirebiliriz.

Dini ve felsefi öğretilerin neredeyse tamamı, insanın kusurlu bir varlık olduğunu kabul eder ve bu kusurların düzeltilmesi için uğraşılmasını önerir. Ancak Wabi-Sabi felsefesi, bu duruma farklı bir biçimde yaklaşmamızı ve kusurları benimsememizi sağlıyor. Bu felsefeye göre, aydınlanmanın yolu kusurdan geçer. Wabi-Sabi, kusurları benimseyerek kusursuz güzellik olgusuna ulaşılmasını sağlar. Bir anlamda, insanın doğanın işleyişine dâhil olduğu ve kusurların bu işleyişin bir parçası olduğu kabullenişine dayanır.

 


Wabi-Sabi Gündelik Hayatta Uygulanabilecek Bir Felsefe mi?

 

wabi-sabi-2

Wabi-Sabi, her ne kadar kadim bir öğreti olsa da modern zaman için en uygun felsefelerden biri. Hatta estetik kavramındaki değişiklik bile bu felsefenin modern insan için ne kadar uygun ve faydalı olduğunu gösteriyor.

Bu durumu değişen dekorasyon anlayışı. 20.yüzyılın başlarında, eşya ve meta yoğunluğu estetiğin ölçütü olarak kabul ediyordu. Ahşap işlemeli koltukların, evin her yerini kaplayan bibloların, uzun süre kullanılmayan eşyaların sergilendiği vitrinlerin ve her yere serilen işlemeli örtülerin hâkim olduğu dekorasyon anlayışı toplumumuza pek uzak değil. Ancak son yıllarda bu dekorasyon anlayışı yerini minimalizme ve sadeliğe bırakıyor. Yoruculuktan ve yoğunluktan uzak, sade, minimal tasarımlar dekorasyonda, mimaride hatta sanatta tercih ediliyor. Wabi-Sabi’yi modern insan için cazip kılanın da tam olarak bu olduğunu söyleyebiliriz.

Gün boyunca birçok stres yaşıyoruz. Başarı kaygısı, mükemmellik çabası, kendimizi ve başkalarını tatmin etmek için gösterdiğimiz çaba bizi yoruyor ve doğal akışımızın dışına çıkarıyor. Wabi-Sabi felsefesi, insana tüm bu yüklerden kurtulmasını ve yalnızca kendi varlığını taşıyarak, kendi olmasını öğütlüyor. Bu felsefeye göre, kusurlarınızı düzeltmek veya gizlemek için benliğinizi yoracak bir çaba harcamak yerine, onları mutevazi bir biçimde benimseyip sahip olduklarınızın kıymetini bilebilirsiniz.

Wabi-Sabi, uygulanması kolay ve alışması zor bir felsefe. Bu felsefeyi uygulayabilmek için tek yapmanız gereken sadeliğe ve basitliğe önem vermek. Elbette, tüketimin ve imaj kaygısının bu derece ön plana çıktığı bir çağda, böyle bir felsefeyi benimsemek ve ona alışmak zor olmayacaktır. Ancak bakış açınızın değiştirdiğinizde, zenginliğinizin farkına varabilir ve daha huzurlu bir hayat sürebilirsiniz.

 


Wabi-Sabi’nin Nesneler ile İlişkisi

 

wabi-sabi-3

Sadelik, yalnızca bir düşünce biçimi değildir. Mahrum kalmanın bir biçimi hiç değildir. Wabi-Sabi’ye uygun bir hayat sürebilmeniz için, sadeliği hayatınızın her alanına yaymanız gerekir. Nesnelerin kullanımı da bu felsefe için önemli bir yere sahip.

Birçoğumuzun evinde vazoda ya da saksıda çiçekler bulunuyor. Genellikle bu çiçekleri solmaya başladıkları an atıyoruz. Wabi-Sabi, çiçekleri solduklarında atmak yerine, bu değişimin onların doğal akışı içinde var olduğunu kabullenerek onları tutmayı tavsiye ediyor. Çiçekleri soldukları ve kurumaya başladıkları zamanda bile, en taze dönemlerinde oldukları kadar sevip takdir edersek, nesneler ile olan ilişkimizi düzenleyebilir ve sadeliğe ulaşabiliriz.

Evimizde hiçbir işe yaramadığını düşündüğümüz birçok eşya olacaktır. Bunları atmak yerine, güzelliklerini ve işlevlerini görerek faydalı hâle getirmek mümkün. Her nesnenin bir fonksiyonu vardır ve bunu kullanabilmek için nesneyi kabullenip keşfetmemiz gerekir.

Nesneleri Wabi-Sabi felsefesine uygun bir biçimde kullanabilmek için kendimize bazı soruları sormamızda fayda var. Nesnelere neden ihtiyaç duyuyoruz? Onlara sahip olmamızın sebebi ihtiyaçlarımız mı yoksa mükemmellik arzumuz mu? Wabi-Sabi öğretisi, bu soruları kendimize sorduğumuzda daha kolay anlaşılabilir.

 


Kusurlardaki Güzelliği Ortaya Çıkarmak: Kintsugi

 

 

Wabi-Sabi felsefesine göre doğada bozulma diye bir süreçten bahsetmek mümkün değil. Bozulma olarak bildiğimiz, şekil değiştirmenin bir biçimidir. Nesneler, kırılmaz veya bozulmazlar, yalnızca şekil değiştirirler. Kırılan, eskiyen eşyalarımızı atmak yerine, bozulmuş olarak kabul ettiğimiz hâldeki güzellikleri görmek gerekir.

Kintsugi, Wabi-Sabi felsefesine dayanan bir sanat olarak, bozulan nesneleri onarmayı ön plana çıkarıyor. Beş yüz yıllık bir tarihe sahip olan bu sanat dalında temel amaç, kırılmış çömlek ve vazoların kırıklarını doldurarak onarmak. Bu işlem için toz hâline getirilmiş gümüş, altın, platin ya da ağaçlardan elde edilen reçineler kullanılıyor.

Sanatın temel amacı, bozulmayı veya kırılmayı yeni bir varoluş şekline çevirerek eşyalara kaybettikleri işlevlerini tekrar kazandırmak. Bu sanata göre, kırılan bir eşyayı onarırken çatlaklarını kapatmaktan ziyade, ortaya çıkarmak ve yeni estetiğinin bir unsuru olarak kullanmak gerekiyor.

 


Wabi-Sabi Felsefesini Benimseyen Ünlüler

 

wabi-sabi-4

Wabi-Sabi olarak bilinen kadim Japon felsefesini belirleyen ve hayatına uyarlayan birçok ünlü ve başarılı isim bulunuyor. Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey, yaptığı bir açıklamada başarısını bu felsefeyi benimsemesiyle açıklamıştı. Hatta Twitter’ın tasarımı büyük ölçüde bu felsefeye göre yapılmış. Amerikalı film yapımcısı Jesse Richards da bu felsefeyi benimseyen önemli isimler  arasında yer alıyor. Wabi-Sabi felsefesi, yazılım dünyasında da kendine yer bulmuş bir akım. Wikipedia, Facebook gibi birçok web sitesinin bu felsefeye uygun sadelikte tasarlandığı biliniyor.

Benzer Yazılar