Yedikçe Acıktıran Gıdalar Nelerdir?
Açlık, sadece insülin direnci ya da kan şekerinin sürekli yüksek kalıp sonra düşmesi ile sonuçlanan bir durum değildir. Açlık, yeme isteğinin açığa çıkmasını sağlayan dolaşım sistemi, pankreas, beyin, mide ve bağırsakların beraber etkileşimi sonucu hormonsal olarak açığa çıkan fizyolojik bir yeme isteğidir. Açlık; kilo problemi yaşayan kişilerin zayıflama diyetlerini uygularken kontrol altına alınması gereken ilk hedef olmalıdır. Doyarak yemeyi sonlandırmayı şişman kişiye öğretmek, zayıflama diyetinde başarıya ulaştıracak en önemli yoldur. Çoğu kilolu kişi, sürekli acıktığı için yemek yediğini söyler. Birkaç özel metabolik sorun dışında iştah kontrol altına alınabilir. Daha düşük kalori seçimi ya da liften zengin yiyeceklerin tercih edilmesi ile tokluğa ulaşım oldukça başarılı bir şekilde sağlanabilir. Ancak size açıklayacağım beş besin, mideniz dolu olsa da beyne giden doyum sinyallerini bloke ederek ne kadar yeseniz de kendinizi daha da acıkmış hissetmenize neden olur. Bu nedenle iştah kontrolü için tuzak olan bu beş besine karşı dikkatli olmanızı öneririz.
Patates : Patates içerisinde bolca nişasta bulundurmasından dolayı kan şekerini hızlı bir şekilde yükselterek aynı şekilde aşağıya çeker. Bu nedenle diyet yapanların patates tüketilmesi tavsiye edilemez.
Havuç : Havucun kalorisi ve glisemik indeksi diğer sebzelere göre daha yüksektir. Bu nedenle birçok faydasının yanı sıra acıktırıcı özelliği olan havucu tüketirken de dikkatli olunmasında fayda var.
Tuzlu Gıdalar : Tatlıyı çok yedikten sonra tuzlu isteğinin açığa çıkmasının elbette bilimsel bir nedeni var. Vücut, şekerin yarattığı kan şekerinin aşırı yükselmesini sonlandırmak için tuzlu yiyeceğe yönlenir. Televizyon izlerken ya da bilgisayar başında patates cipsi, patlamış bol tuzlu ve yağlı mısır, tuzlu krakerler ve tuzlanmış kuruyemişleri yemeye başladığınızda sürekli yeme isteği artar. Bunun nedeni; bu yiyeceklerin, midenizi dolduracak kadar yeseniz de beyinde doyum sinyallerini engelleyen tuz, basit karbonhidrat ve koruyucu katkı maddelerini içermesidir.
Meyve Suları : Genelde meyve suyu denilince aklımıza hemen sağlıklı olduğu fikri gelir. Eğer meyve suyu içmek istiyorsanız, taze meyveden sıkıp hemen tüketmelisiniz. Ancak hazır, içine bol şeker eklenmiş, pastörize edilip raf ömrü uzatılmış meyve aroması katılan ve vitamin eklenerek tazedir algısı yaratılan içeceklerin hepsi insülin duyarlılığına neden olur. Ayrıca pankreası yorup beynin yine tokluk sinyallerini almasını engelleyen mekanizmanın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Midenizi dolduracak kadar hazır meyve suyu için; 10 dakika sonra yeniden acıktığınızı görebilirsiniz.
Muz : Muzda sağlık açısından oldukça yararlı bir meyvedir ancak mısırda olduğu gibi muzunda içerisinde glisemik fazladır. Bu nedenle diyet yapan kişilere önerilmez. Aynı zamanda glisemik indeksi fazla olan diğer besinlerde şu şekildedir; incir, üzüm, kavun, greyfurt, hurma
Hamur işi ve Poğaça : Poğaça gibi ürünlerin içerisindeki tuz oranı yüksektir. Bu nedenle vücudumuza girdiklerinde şekerle aynı etkiyi yaratırlar. Yani tuz vücuda ne kadar girerse kan şekeri de o kadar yükselecektir. Bu durum da daha çok acıkmanıza ve daha çok yemek yemenize neden olacaktır. Beyaz undan poğaça yapmak yerine tam tahıllı unları tercih etmenizde fayda var.
Sakarin : Bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre, içerisinde kalori bulunmayan ve yapay olan tatlandırıcılar insülin üretimini tetikleyerek açlık hissinin artmasına neden oluyor. bu nedenle yedikçe acıkmanıza neden olacak gıdalardan birisi de yapay tatlandırıcılardır.
Alkol : Açlığı tetikleyen en sağlıksız içecek alkoldür. Alkol tükettikçe açlığı tetikleyen hormon olan leptin de bolca salgılanır. O nedenle alkol alanlar sürekli yanında bir şey yeme ihtiyacı hisseder. Alkol vücutta su kaybını da artırarak elektrolitlerin azalmasını neden olur. Buna bağlı olarak sinir iletiminin bozarak beyne doyum hissinin de gitmesini engellemektedir.
Kahvaltılık Gevrekler : Kepeğinden ayrılmış tüm tahıllar ile içine şeker eklenerek hazırlanmış hazır tahıl gevreklerinin hepsi doyum sağlamayan riskli yiyeceklerdir. Araştırmalar, kişilerin tahıl gevreği yediğinde doyuma ulaşmadıklarını göstermektedir. Beslenme bilimcileri, rafine edilmiş kahvaltılık gevrekleri tercih edenlerin bu sorunu yaşadığını bildirmektedir. Yulaf ve tam tahıllı kahvaltılık gevrekler, midede hacim yaratarak doygunluğu artırır. Ayrıca rafine edilmiş olanlar, bağırsaklardan hızla emilip kan şekerini de aşırı yükselterek yine pankreası yorup tokluk sinyallerinin beyne ulaşma mekanizmasını engeller.
Un Katkılı Ürünler : Birçok araştırma, çaylarına şeker koyan ve her öğünde iki-üç dilim kadar dahi olsa beyaz ekmek yiyenlerin yüzde 80'inin, yüzde 40 daha kolay kilo aldığını göstermektedir. Beyaz undan yapılmış ekmek, pasta, kek ve kurabiye düzenli yiyen kişilerin mutlaka er ya da geç kilo problemi yaşadığı ve kilo vermekte zorlandığı bildirilmektedir. Yine yapılan araştırmalar, saflaştırılmamış undan yapılan ekmek ve makarna yiyen kişilerin daha çabuk doyduğu, daha fazla antioksidan alarak vücudun yağ depolama yeteneğini yavaşlattığını ve bağırsak problemlerinin düzeldiğini de belirtmektedir. Bu nedenle kepekli değil saflaştırılmamış tahılları yani tam buğday, yulaf, yarma, bulgur ve tam buğday unundan makarna, ekmeği beslenmenizden eksik etmemelisiniz.
Pul Biber : Pul biber yağ yakıcı özelliği ile bilinse de yedikçe acıktıran besinler arasında yer almaktadır.
Tarçın : Tarçında pul biber gibi yağ akıcı özelliği olan baharatlar arasında yer alır. Ancak tarçının da yedikçe acıktıran yiyecekler arasında yer aldığı biliniyor.
Pilav : Beyaz pirinç içerisinde yüksek oranda nişasta barındırmasından dolayı yedikçe acıktıran besinler arasında yer almaktadır. İçerisinde yer alan yoğun nişastadan dolayı beyaz pirinç pilavı bir anda kan şekerinizin yükselmesine bir anda ise kan şekerinizin düşmesine neden olabilir.
Mısır : İçerisinde glisemik barındırmasından dolayı mısırda kan şekerini anlık olarak yükselten besinler arasındadır. Bu nedenle diyet yapan kişilere genellikle önerilmez.