Diğer
Nişan Sonrası Kaygısı Hakkında Bilmeniz Gerekenler 31.05.2019

Nişanlanmadan sonra bazı kişilerde kaygılı bir ruh hali hakim olur. Çoğu kişinin olumsuzlukla yaklaştığı bu durum çiftler arasındaki sorunların göstergesi değil aksine oldukça olağan bir akışa işaret eder. Pek çok nişanlı çift evlilikten önce fazlasıyla sorumluluğunun arttığı hissine kapılır. Evlenince artacak maddi sorumluluklar, aldatılma korkusu, aşkın biteceği kuşkusu, hayatın monoton bir düzene oturması gibi çeşitli kaygılar çiftlerin zihninde belirebilir. Bu durumda yapılması gereken şey öncelikli olarak karşı tarafa duyulan sevginin varlığıdır. Sevgi ile pek çok zorluğun aşılabileceği düşüncesi unutulmamalıdır. Kişi kendisini sakinleştirmeli, mantık çerçevesinde düşünmeye yönelmelidir. Bu süreçte olumlu yönden yol gösterebilecek olan yakın arkadaşlar veya aile büyüklerinden de destek almak oldukça yararlıdır. Nişanlanmanın ve evliliğin pek kişinin tecrübe ettiği hayatın normal akışı dahilinde mutluluk verici bir olay olduğu unutulmamalıdır.


Nişan Sonrasında Yaşanan Kaygılı Ruh Hali Nasıl Açıklanmalıdır?

11


1. Nişandan sonra kaygı bozukluklarının yaşanması oldukça normal bir süreçtir.

Evlilik kişinin hayatının baştan aşağı değişmesine yol açan bir süreçtir. Nişanlanmak ise hayatın geri kalan kısmını aynı kişiyle geçirme yolunda atılan ilk adımdır. Bu durum da pek çok kişide endişeli hissetmeye neden olur. Köklü değişimler pek çok kişide gerginlik, kaygı ve olumsuz hissiyatı da beraberinde getirebilir. Evlilik maddi ve manevi değişimleri beraberinde getiren zorlu bir süreçtir. Evlilik hazırlıklarının yüksek maliyetli olması, yaşanılan düzenin değişecek olması fikri ve yeni hayata uyum sağlama zorunluluğu kişiye duygusal yükler yükleyebilir. Bu durumun olağan olduğu kabul edilmeli ve ılımlı bir yaklaşımla çözüme ulaştırılması için çaba harcanmalıdır. Değişim herkes için zorlayıcıdır. Mantıklı adımlar atılarak, eşlerin birbirine olan sevgisi üzerine odaklanılarak sürecin daha yumuşak geçmesi sağlanabilir. Böylece kaygılı ruh halinin yarattığı depresif ve isteksiz ruh hali bertaraf edilebilir.


2. İlişkisini sosyal medyada paylaşmayan çiftler için nişanlılıkla birlikte sosyal medya odağı olma durumu baskılayıcı bir unsur olarak görülebilir.  

Bazı kişiler çift olarak yaptıkları her hareketi sosyal medyada paylaşmaktan çekinmezler. Ciddi bir ilişki başladığında bunu Facebook üzerinden durum güncellemesi yaparak bildirmek veya profil resminin çift olanlar arasından seçilmesi bu duruma örnektir. Bazı kişiler ise sevgilisi ile olan ilişkisinin sosyal medyada ilan edilmesi taraftarı değildir. Ancak sözlenme veya nişanlanma gibi kilometre taşı olarak görülen aşamalar kaydedildiğinde pek çok kişi tarafından bu anlar sosyal medyada ölümsüzleştirilir. Bu durum da sosyal medyada ilişkisine dair paylaşımlarda bulunmayan kişilerin gerilmesine, huzursuz hissetmesine neden olabilir. Kişi tüm gözlerin kendisinin ve ilişkisinin üzerinde olduğunu düşünebilir. Bu paylaşımlar çift yöneltilecek pek çok soruyu da beraberinde getireceğinden kişinin hissettiği gerginlik ve kaygılanma daha da artabilir. Bu durumda yapılması gereken şey öncelikle sakinleşmek ve sağduyu ile düşünmektir. Kişinin bu duruma zaman içerisinde alışması ve sakin kalması telkin edilmelidir.


3. Eğer kişi geleceğe dair kaygılara sahipse bu durum mutlaka eş ve aile bireyleri ile çekinmeden paylaşılmalıdır.

Bazı kişiler daha içe kapanık bir yapıdadır. Bu gibi kişiler yaşadıkları sorunlarla kendileri baş etmeyi tercih ederek çevresiyle paylaşmaktan kaçınırlar. Özellikle nişan sonrası kaygısı ile mücadele eden bir kişi içerisinde bulunduğu olumsuz ruh halini eşi ile paylaşmaktan kaçınır. Yaşadığı kaygıları içine atmasının ardında ise eşi tarafından yanlış anlaşılma korkusu, eşini incitmek istememek gibi nedenler yatabilir. Tüm bu olumsuzlukların aksine içinde bulunulan karamsar ve kaygılı ruh hali paylaştıkça azalır. Kişinin hissettiklerini ve kendine dert ettiği hususları hayatının bundan sonraki kısmını birlikte geçirmek istediği kişiye açıklaması oldukça doğal bir durumdur.

Kişi içinde bulunduğu kaygılı ruh halini eşi ile paylaşmadan önce mutlaka kendi iç sesine kulak vermelidir. Kendisini asıl kaygılandıran hususun ne olduğu üzerine odaklanarak sakince düşünmesi gereklidir. Kişi kendi hislerini açık bir şekilde algılayabilirse karşısındakine de aynı açıklıkta aktarabilir. Böylece endişe duyulan yanlış anlaşılma da bertaraf edilebilir. Konuştukça kişi üzerindeki yükün hafiflediğini hatta belki eşinin de kendisi ile ortak kaygıları paylaştığını görebilir. Bu sayede hem çiftin arasındaki bağ kuvvetlenir hem de taraflar birbirine açık davranarak güvenli bir ilişki tesis etmiş olur. Duygular paylaşmak yerine bastırılırsa daha da büyüyerek karmaşık sorunlara yol açabilir. Bu yüzden konuşmak ve açık davranmak her zaman yararlı bir davranıştır.

22


4. Yaşanılan kaygının aynı zamanda ilişki içerisindeki bir sorundan da kaynaklanabileceği hususuna dikkat edilmesi gerekir.

Kişinin kaygılandığı konular bazı durumlarda fazla önemsememesi gereken düzeydeyken bazen de oldukça kritik öneme sahip olan hususların göstergesi olabilir. Bu sebeple endişeye sebep olan konular hassasiyetle incelenmelidir. Bu bazen bir dost veya aile büyüğüne danışarak bazen de profesyonel yardım alarak yerine gerçekleştirilebilir. Terapistten alınan profesyonel yardım sayesinde sıkıntılı bir ruh hali içerisinde olan kişi sorunlarına tarafsız bir gözle bakma fırsatını elde edebilir. Nişanlılıktan evliliğe doğru giden süreçte kişi ömür boyu bağlanma sorunu, hayatındaki radikal değişimin verdiği gerginlikle zor zamanlar geçirebilir. Ancak pek çok kişi tüm bu zorluklara rağmen evlilik kararından vazgeçmemektedir. Bu durumda çiftlerin uzlaşamadığı sorunlarla karşılaşılması halinde mutlaka bir profesyonel ilişki terapisi yönünde seanslar alınmalıdır. Böylece derinleşmeden sorunlar çözüme kavuşturulmuş olur hem de sorunlardan arındırılarak tertemiz bir sayfa ile evliliğe başlangıç yapılabilir.


5. Nişanlandıktan sonra ortaya çıkan kaygılarla nasıl mücadele edilmesi gerektiği üzerine odaklanılmalıdır.

Evliliğe giden yolda kişiler kendilerini endişeli, gergin ve olumsuzluklarla mücadele eder bir vaziyette bulabilir. Bazı kişiler aile büyükleri veya yakın arkadaşları ile sıkıntısını paylaşmayı tercih eder. Bazı kişiler de akın çevre haricinde profesyonel ve tarafsız bir uzmandan yardım alma yolunu seçer. Daha önceden evlilik sürecini yaşamış olan kişiler ile görüşmek ve sahip olunan kaygıları anlatmak oldukça yararlıdır. Kendisinden başka kişilerin de aynı zorlu yoldan geçtiği gören kişiler çoğunlukla kendisini daha rahatlamış hissedebilir. Sahip olunan kaygılar ve korkular paylaştıkça azalır. İçine atarak sürekli kuruntu haline getirilen ruhsal sıkıntılar büyüyerek hem kişiye hem de evlilik yolunda giden ilişkiye ciddi zararlar verebilir.

Benzer Yazılar