Kinoa Nedir?
Kinoa, yenebilir tohumları için tarımı yapılan Chenopodioideae alt familyasından bitki. Tahıllara benzer yönleri olsa da Buğdaygillerden değildir, ıspanak ve pancar gibi bitkilere daha yakındır.
Kinoa, Keçuva dilindeki kinuasözcüğünün İspanyolca söylenişinden gelmektedir. Kinoa tarımına Bolivya, Peru, Ekvador ve Kolombiya'nın And Dağları üzerindeki yörelerinde 3.000 ila 4.000 yıl önce başlanmıştır. Yine arkeolojik verilere göre günümüzden 5.200 ila 7.000 yıl öncesine kadar da insanlarca doğadan toplanarak yenmekteydi. İnkalar tarafından tarımı yapılır ve manevi değer atfedilirdi
Tahıllara kıyasla kinoanın besin değeri oldukça iyidir. Lizin gibi temel amino asitler ve bol miktarda kalsiyum, demir ve fosfor içerir. 100 gram kinoa 372 kalori, 5,8 gram yağ, 69 gram karbonhidrat, 6 gram lif içerir.
Hasattan sonra tohumların saponin içerdiği için tadı acı olan kabuklarından ayrılması gerekir. Kinoa genellikle pirinç veya bulgur ile aynı şekilde pişirilir ve çok çeşitli yemeklerde kullanılır. Kinoa yaprakları, ıspanak gibi bir yapraklı sebze olarak da tüketilebilir, ancak bu şekilde satıldığı nadir görülür.
Kinoadan aynı zamanda glutensiz Kinoa unu elde edilir. Bununla, bildiğimiz buğday unu ile yapabildiklerinizin aynısını yapabilirsiniz. Bunun yanında Kinoa tozu undan farklı olarak süt, yoğurt veya herhangi bir sıcak içeceğin içine eklenerek tüketilebilir.
Ayrıca, 2013 yılı "Birleşmiş Milletler Bölge Ofisi" tarafından "2013 Kinoa yılı" ilan edilmiştir.
Kionanın bazı türleri ICBA'nın testlerine göre 40 dS/m düzeyinde tuzlulukta yetişebilmektedir
Kinoa Tüm Aminoasitleri Içerdiği Için Tam Proteinler Grubunda Yer Alır.
Bu Amino Asitler Şunlardır:
Arjinin: Bu amino asit vücudun birçok fizyolojik süreci yerine getirebilmesi için oldukça önemlidir. Büyüme hormonunun artmasına, hormon salgılanmasına, zararlı maddelerin vücuttan atılmasına, bağışıklık sisteminin korunmasına yardımcı olur. Arjinin büyüme çağına kadar vücut tarafından üretilebilir ancak büyüme çağı sonrası dönemde üretilemez.
Histidin: İnsan vücudundaki dokuların büyümesi ve hasarların tamir edilmesi için gereken önemli bir amino asittir. Kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin önemli bir üreticisidir. Aşırı ağır metallerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Ayrıca vücudu radyasyondan korur. Histidin de tıpkı arjinin gibi büyüme çağına kadar vücut tarafından üretilebilir ancak büyüme çağı sonrası dönemde üretilemez.
Metionin: Metionin vücutta bulunan yağların parçalanmasına ve kullanımına yardımcı olur ve büyüme hormonunun salgılanmasına yardımcı olur. Bununla birlikte kandaki fazla yağları temizler ve yağ dokusunun azaltılmasını sağlar. Sindirim için de oldukça önemlidir ve ağır metallerin karaciğer ve mideden uzaklaştırılmasını sağlar.
Fenilalalin: Fenilalalin ruh halini iyileştiren, hafızaya iyi gelen, motivasyonu arttıran bir amino asittir. Sinir sisteminin en ideal şekilde çalışmasına yardımcı olan nöre iticilerden olan dopamin, epinefrin ve nor epinefrin seviyelerini arttırır.
Treonin: İdeal protein dengesinin korunmasına yardımcı olur, kollajen ve elastin üretiminde kullanılır. Büyümeyi destekler, karaciğerin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olur ve bağışıklık sistemi için önemlidir.
Lösin: Kas, kemik ve deri dokularının büyümesini ve tamirini sağlar. Kandaki şeker oranının dengelenmesine yardımcı olur. Kas dokusunun çökmesini engeller, yaraların iyileşmesini hızlandırır.
İzolösin: Vücudu açık yaralar sebebiyle oluşan enfeksiyonlara karşı korur. Kan pıhtılaşma sürecinde etkin rol oynar. Kan şekeri dengesini düzenler ve büyüme hormonunun salgılanmasını tetikler.
Valin: Kas dokusunun tamirine yardımcı olur ve büyümesini destekler.
Lisin: Vücutta aşırı yorgunluk ve stres olması durumunda saf kas kütlesinin korunmasına yardımcı olur. Hasar görmüş dokuların yenilenmesine ve tamir edilmesine yardımcı olur. Kas proteini üretilmesini de destekler.
Triptofan: Triptofan vücudun seratonin ve melatonin salgılamasını sağlar.
Bu amino asitler vücut tarafından üretilemediği için dışarıdan alınan ve son derece büyük önem taşıyan amino asitlerdir.
Kinoanın Sağlık Açısından Faydaları ;
Migren Ağrılarını Hafifletir: vücutta oluşan magnezyum eksikliği migren ağrılarını tetikleyebilir. Kinoa içeriğindeki magnezyum sayesinde bu durumu ortadan kaldırır ve migren ağrılarını önlemeye yardımcı olur.
Vücut Dokularının Yenilenmesine Yardımcı Olur: İçeriğinde bulunan amino asitlerden lizin sayesinde hasar görmüş cilt hücrelerini ve dokularını iyileştirir.
Kan Basıncını Dengeler: Kinoa içeriğinde bulunan B2 (riboflavin) sayesinde kan damarları için rahatlatıcı etki gösterir ve kan basıncını dengeler. Ayrıca stresin azaltılmasına yardımcı olur. Vücudun enerji üretimini destekler, halsizliğe iyi gelir.
Kalsiyum Kaynağıdır: özellikle süt ürünleri alerjisi ya da vejeteryan olma sebebiyle süt ve süt ürünlerini tüketemeyen kişiler için alternatif bir kalsiyum kaynağıdır. Kinoanın içeriğinde bulunan kalsiyum sütte bulunan kalsiyuma benzer niteliktedir.
B Vitamini Kaynağıdır: Tahıl grubundaki diğer besinlere göre daha yüksek oranda B vitamini içerir.
Kansızlığa Iyi Gelir: kinoa içeriğinde bulundurduğu demir sayesinde kansızlığa iyi gelir. Diyet dönemi için oldukça önemlidir. Demir vücuttaki oksijenin taşınması için oldukça önemli olduğundan diyet dönemlerinde kinoa tüketilmesi egzersizler sırasında daha dayanıklı olunmasına yardımcı olur.
Kolesterolün Düşürülmesine Yardımcı Olur: kinoa içeriğinde bulundurduğu yüksek orandaki çözünür lif sayesinde kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı olur. Bu lifler safra asitleri ile bir araya gelir ve LDL ( kötü kolesterol ) seviyesini düşürür.
Sindirim Sistemi Sağlığını Korur, Sindirimi Destekler: kinoanın içeriğindeki çözünebilir lifler sindirime yardımcı olur ve hazımsızlık problemini ortadan kaldırır. Özellikle sindirim sorunlarının ( kabızlık vb. ) yaşandığı dönemlerde mutlaka tüketilmesi önerilir.
Güçlü Bir Antioksidan Kaynağıdır: kinoa güçlü bir antioksidan kaynağı olması sayesinde birçok hastalıkla ilişkili olabilecek oksidatif strese karşı pankreas, akciğer, karaciğer, kalp ve böbrekleri korur. Ayrıca tahıl grubundaki diğer besinlere göre daha yüksek miktarda antioksidan barındırır. Kırmızı ve siyah kinoadaki antioksidan miktarı beyaz kinoaya göre daha fazladır. Vücuttaki serbest radikallerle savaşır, yaşlanma karşıtıdır. En başta kırmızı kan hücreleri olmak üzere tüm hücreleri serbest radikallerin zararlarından korur.
Kan Şekerinin Dengede Tutulmasına Yardımcı Olur: kinoa düşük glisemik indekse sahip besinler arasında yer alır. Glisemik indeks gıdaların kan şekeri düzeyini ne kadar çabuk yükselttiğinin göstergesidir. Kinoa da düşük glisemik indeksiyle kan şekerini hızlı yükseltmez ve açlığı teşvik etmez.
Kilo Vermeye Yardımcı Olur: yüksek protein içeriği ile metabolizmayı hızlandırır, kan şekerini dengede tutma özelliği sayesinde hızlı acıkmayı engeller. Doygunluk hissini arttırır ve çözünebilir lifleri sayesinde sindirim sorunları yaratmaz.
Vücuttaki Iltihaplanmalara Iyi Gelir: kinoa diğer kepekli tahıllar gibi riskli iltihap sorununu azaltmaya yardımcı olur. Kinoa bağırsaktaki dost bakterileri destekler. Bu dost bakteriler enflamasyon, obezite ve bağırsak hastalıklarını önlemek açısından oldukça önemlidir.
Nefes Yollarını Açar Ve Astıma Iyi Gelir: kinoa hem stresi azaltmaya hem de hava yollarını açık tutmaya yardımcı olur. Bu sebeple nefes yolları ile sorun yaşayan ya da astım hastalığı olan kişilerde ve çocuklarda tüketilmesi önerilmektedir.
Gebelik Döneminde Tüketilmesi Yararlı Olan Besinlerdendir: demir açısından iyi bir besin kaynağı olan kinoanın gebelik dönemlerinde tüketilmesi önerilir. Bu özelliği sayesinde dokuların onarılması, diş ve kemik gelişimi için oldukça önemlidir. Bununla birlikte emzirme dönemlerinde tüketilmesi daha kaliteli süt üretilmesine yardımcı olur ve süt miktarını arttırır.
Vücudun Hastalıklardan Korunmasına Yardımcı Olur: kinoa yüksek besin değerlerine sahip olması sayesinde beyin fonksiyonlarını destekler ve hücreleri hasarlardan korur. Ayrıca yağ asitleri, vitaminler ve mineraller açısından zengin bir besin olduğu için vücudun hastalıklardan korunmasına yardımcı olur.