Diyet
Ayurvedik Detoks Nedir? 08.06.2018

Ayurvedik Detoks Nedir?

İnsanlar, her zaman vücutlarını olabildiğince iyi düzeyde tutmaya çalışırlar. Ancak günümüzde büyük şehirlerdeki çevre kirliliği, kullanılan hormonlu gıdalar ve sağlığa zararlı ürünler kişilerin vücutlarının iyi seviyede olmamasına sebep olur. Birçok farklı zararlı madde vücut içerisinde birikir ve organlar bu durumda istedikleri gibi çalışamazlar. Bu durumdan kurtulmak için kişilerin düzenli olarak detoks uygulamaları gerçekleştirmesi ve vücutlarındaki zararlı maddeleri vücutlarından uzaklaştırması gerekir. Ayurvedik detoks da bu tarzda bir uygulama olurken tüm vücudun çok daha iyi bir düzeye gelmesini, vücuttaki zararlı maddelerin vücuttan uzaklaşması ve tamamen vücudun arınmasını sağlamaktadır.

Ayurvedik Detoks Nasıl Yapılır?

Ayurvedik detoks uygulaması yapılırken kişiler ne kadar süre ile bu detoksu uygulayacaklarına karar verirler. Uygunluk durumuna göre 3 günden 21 güne kadar değişen farklı programlar yer almaktadır. Bu dönemlerde kişiler beslenmelerine çok büyük bir önem gösterirler. Beslenme dönemlerinde vücutlarına zarar verecek herhangi bir ürün almazken olabildiğince düşük düzeyde beslenme gerçekleştirirler. Bunun yanında her gün düşük tempoda spor yaparlar. Vücutlarını rahatlatmak adına yoga gibi aktivitelere katılırlar. Sürekli olarak stresten uzak kalırlar ve bu şekilde vücutlarını hem fiziksel hem de psikolojik açıdan arındırırlar. Bu aşamada önceden hazırlanmış olan programlara harfiyen uymak gerekmektedir.

Ayurveda’ya Göre Sağlıklı Beslenmenin Kuralları ;

•    Yemek, mutlu, huzurlu, sakin bir ortamda, sadece yemeğe konsantre olarak, rahatsız edici başka herhangi bir faaliyette bulunmadan yenmelidir. Zihni berraklaştırıp rahatlattıktan sonra yemeğe başlanmalıdır. Ağzımızdan içeriye bir şeyler sokmak için değil; bizim yeni yapı taşlarımızı oluşturacak önemli hammaddeleri, en sağlıklı biçimde, bedenimize alıp işlemek ve metabolize etmek için sofraya oturmalıyız. İyi bir sindirimin ilk adımı ağızda başlar. Bu nedenle yemekler oturarak, yavaşça ve iyi çiğneyerek yenmelidir.

•    Yapısal farklar ve fizyolojinin ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak, her gün, altı tat da alınmalıdır. Genellikle istek ve arzularımıza dayanarak beslenmeliyiz. “Canı çekmek” iştah ve heves, fizyolojinin kendini ifade ettiği belirtilerdir. Dolayısıyla o, verildiği an için fizyolojiyi dengelemekte önemli bir sinyaldir. Yalnız bu, yaşamı olumlu yönde destekleyen istekler için geçerlidir. Yaşamı desteklemeyen istekler, olumsuz alışkanlıklara ve fizyolojide dengesizliklere yol açabilir.

•    Yemekten hemen sonra aktiviteye geçilmemeli, birkaç dakika sakin oturmalı ve yenilen yiyeceklerin sindirim sistemine yerleşmesine izin vermelidir.

•    Öğlen, ana öğün olmalıdır. Sindirim ateşinin en yüksek olduğu saatler, 12:00-13:00 arası yemeğe özen gösterilmelidir. Öğünler arası en az üç saat olmalıdır. Açlık hissi yoksa, zorla yenmemelidir veya bir önceki öğünde yenen yemekler sindirilmeden, tekrar yemek yenmemelidir.
•    Kahvaltı ve akşam yemeği miktar olarak az ve hafif olmalıdır. Akşam yemeği erken alınmalı ve hemen uykuya geçilmemeli, dolu mideyle yatağa girilmemelidir. Gece yogurt ve peynir yenmemelidir. Şayet açlık varsa, yatmadan önce, bir bardak sıcak kakuleli veya zencefilli süt alınabilir.

•    Sofradan dolu mideyle kalkmamak gerekir. Midenin 3/4 kadarını doldurmak yeterlidir.

•    Yemekte su veya meyve suyu yudum yudum alınabilir. Asla soğuk olmamalıdır, yoksa sinirimi yavaşlatır.

•    Beden tipinize ve mevsime uygun olarak düzenli bir şekilde ghee*, bal ve süt almak doğru bir beslenme için iyidir.

Benzer Yazılar