Apandis Nedir?
İnsan anatomisinde apandis (vermiform appendix), çekuma bağlı, ucu kapalı tüp. Embriyolojik olarak çekümden gelişir. Latince "vermiform" kelimesi "solucanımsı görünen" anlamına gelir. Karın boşluğundaki ilk kese türü yapıdır.
Apandis, kalın bağırsak ve ince bağırsağın karşılaştığı noktanın hemen yanında kese şeklinde bir yapıdır. Apandis, insan türünde sindirim organı olarak bir işlev görmemektedir ve evrimsel süreçte yavaş yavaş yok olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte apandisin bağırsaktaki bakteri popülasyonu düzenlediğine dair çalışmalar yapılmıştır , zengin kan damarları ve özel histolojik yapısından dolayı körelmiş bir organ olarak kabul edilemeyeceği de iddia edilir
Apandis ortalama 100mm boyundadır, ancak 20 ila 200 mm arasında değişkenlik gösterebilir. Apandisin çapı genellikle 7 ila 9mm'den küçüktür.
İnsan vücudunun genelde sağ tarafında ve incebağırsak ile kalın bağırsağın birleştiği yerde bulunan apandisit, kalın bir kas tabakası ile çevrili ucu kapalı, ince bir borucuk şeklinde olup, uzunluğu 9- 10 cm arasında değişebilmektedir. Karın bölgesinde sağ alt tarafta kalın bağırsağın bir uzantısı olan apandis yer almaktadır. Şekli adeta bir solucana benzeyen ve fiziksel olarak hareket edebilme özelliğine sahip olan apandisin içerisinde herhangi bir gıda depolanmaz. Çocuklarda apandisin uzunluğu gelişimini tamamlamış olan bireylere göre daha uzundur.
Eskiden apandistin işe yaramaz ve körelmiş bir organ olduğuna inanılırdı. Lakin son araştırmalar apandisitin, bademcikler gibi bağışıklık sistemine destek veren, lenfosit üreten yararlı bir organ olduğu tespit edildi. Yapılan araştırmalar, apandisit teşhisi konulan hastaların %65 i çocuk ve gençlerden oluştuğunu belirtmektedir. Apandistin içinden besin iletimi olmamaktadır.
Apandisin dışkı veya safra taşı gibi bir takım çevresel faktörlerden ötürü etkilendiği veya tıkandığı durumlar neticesinde meydana gelen iltihaplanma olayına tıp dilinde apandisit denilmektedir. Günümüzde tıp alanında yapılan onca araştırmaya rağmen apandisin net olarak vücutta ne işe yaradığı halen bilinmemektedir. Bilinen yönleri ise; lenf dokusu açısından oldukça zengin bir yapı olduğu ve apandiste oluşabilecek bir yırtılma yada apandisit patlaması neticesinde iltihaplanmanın karın içerisine doğru yayılarak kişinin sağlığına ciddi zararlar verebileceğidir. Zamanında uygun bir tedavi gerçekleşmezse karın zarının iltihaplanmasına kadar neden olabilmektedir.
Apandis Ağrısı Nasıl Anlaşılır ?
Apandisit sorunu acil müdahaleyi gerektirir demiştik, günümüzde büyüyen sistemler apandist problemine olan müdahaleyi kolaylaştırmıştır. Apandisit patlaması yaşamış bir kişi ilk olarak bir rahatlama hisseder, fakat sonradan şiddetli karın ağrısı ve öteki belirtiler gelir. Apandisit tanısının konması ve diğer karın ağrılarından ayrıştırılması kolay değildir. Bunun için, ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi ile apandisin yapısı hakkında data elde edilir. Ayırıcı teşhis için, diğer çevre organların da incelenmesi gereklidir. Hem karnın sağ daha alçak tarafına bastırılınca ağrının artması önemli bir bulgudur.
Apandisit Ağrısı: İlk kez göbek deliğinde başlayan daha sonra ise, karnın çevresine yayılan şiddetli bir ağrıdır. Çok geçmeden birkaç saat içinde ağırlaşan apandisit ağrısı, apandisin şişmesi ile karnın sağ altı kısmında toplanır. Bastırıldığı, yürümeye ve öksürmeye kalkıldığı süre sızı çok daha şiddetli hissedilir. Ağrının yanına; karın şişliği ve bulantı da görülebilir.
Karın Şişmesi: Apandisit patlamasının en büyük belirtisi karında oluşan şişliktir. Apandisit ağrısının hissedilmesinden kısa zaman sonradan karın şişer ve o bölgenin hassasiyeti artar.
Bulantı, kusma: Şiddetli ağrıların hemencecik arkasında gelen mide bulantısı ve kusma, apandisit problemlerinde de görülür. Kalın bağırsakta yaşanan enfeksiyon; bulantı, kusma, ishal ve iştah kaybı gibi belirtilere yol açabilir.
Ateş: Apandisitin enfeksiyona neden olmasına bağlı olarak reaksiyon gösteren karoser, bu duruma ateşle karşılık verir. Ateşin yükselmesi bazı kişilerde, vücutta ürperme ve titremeye de yol açabilir. Enfeksiyonun yükselmesiyle, cisim ateşi artar ve baş ağrısı, terleme ve sersemleme gibi belirtiler ortaya çıkar. Kabızlık; Apandisitin en keskin özelliklerinden bir öteki ise, apandist ağrısıyla birlikte kabızlığın meydana gelmesidir.
Aşağıdaki sıralanan diğer belirtiler her hastada rastlanmamakla birlikte apandisitin belirtilerinden sayılabilir
-
İştah kaybının yaşanması
-
Midede bulantı hissi
-
Ağrıların başlamasının ardından kusma
-
Karın bölgesinde oluş şişlik
-
Gazla bir şekilde ortaya çıkan kabızlık veya ishal
-
Gaz çıkarırken zorlanma
-
Yüksek Ateş
-
Rektum bölgesinde duyulan ağrı
-
idrara çıkarken ağrı hissi
Apandisit Tedavisi Nasıl Yapılır?
Apandisin alınması için yapılan “apandisit ameliyatı” standart tedavi yöntemidir. Hatta bazı durumlarda apandisin alınması için “apandisit şüphesi” bile yeterli kabul edilir.
Apandis iltihaplıysa öncelikle iltihap akıtılır bunu takiben 1 hafta içinde apandisit ameliyatı gerçekleştirilir.
Apandisit ameliyatı hastaya “genel anestezi” uygulanarak gerçekleştirilmektedir. Cilt yüzeyinde yaklaşık 10 cm’lik bir bölge açılarak apandis alınır.
Apandis patlamışsa ve iltihap karın bölgesine yayılmışsa operasyon sırasında bu iltihap temizlenir.
Genel olarak hasta ameliyattan 12 saat sonra ayağa kalkıp hareket edebilmektedir. Normal aktivitelere geri dönülmesi 2-3 hafta kadar sürebilir.
Ameliyat, ucuna video kamera tutturulmuş ince bir tüp olan “Laparaskop” ile yapılırsa hem yara izi daha küçük olur hem de ameliyat sonrası toparlanma süresi kısalır.
Ameliyat Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
-
Ameliyatı takip eden günlerde aşağıdaki durumlardan bir veya bir kaçını yaşıyorsanız doktorunuzu arayınız.
-
Kontrolsüz kusma
-
Karın bölgesinde artan ağrı
-
Baş dönmesi, gözlerin kararması
-
İdrar ya da kusmukta kan
-
Ameliyat bölgesinde artan kızarıklık ya da ağrı
-
Ameliyat bölgesinde akıntı
Apandisitten Korunak Mümkün Mü?
Maalesef. Apandisitten tamamen korunma konusunda kesin bir yöntem bulunmuyor. Ancak yapılan araştırmalar “yüksek lifli” beslenmenin yaygın olduğu ülkelerde çok daha az apandisit vakası görüldüğünü ortaya koyuyor.
Lifli gıdaların apandisi nasıl etkilediği net olarak bilinmese de, besin lifinin tuvalete çıkmayı kolaylaştırması nedeniyle bağırsaklara binen yükü hafiflettiği ve apandisit riskini düşürdüğü yönünde bazı görüşler bulunuyor.