Sağlık
Gizli Düşman Lektin Nedir? Zararları ve Lektin İçeren Besinler 10.03.2024

Lektin ya da diğer adıyla hemaglutinin son zamanlarda popüler medya üzerindeki yayınlar sayesinde obezite, kronik iltihaplanma ve/veya otoimmün hastalıkların ortaya çıkmasında ana etken olarak kabul ediliyor. Bu nedenle de özellikle son dönemlerde lektin oldukça yoğun bir ilgiye maruz kalan anti-besin haline geldi.

Lektin İçeren Besinler

İşin gerçeği lektin, hemen hemen bütün besinlerde bulunur. Fakat çiğ baklagillerde daha yüksek miktarda yer alır. Bileşiminde en yüksek oranda lektin içeren besinler şunlardır:

·         Fasulye

·         Mercimek

·         Bezelye

·         Soya fasulyesi

·         Yer fıstığı

·         Buğday

Lektin Neden Sorun Sayılır?

Proteinlerin karbonhidrata bağlanması sonucunda lektin meydana gelir. Lektin insan metabolizmasında sindirim sorunlarına yol açma potansiyeline sahip bir bileşendir. Bitkiler bileşimlerinde yer alan lektin sayesinde bağırsakta parçalanmaya karşı koyarken, asitli ortamlarda da kararlılıklarını koruyabilirler. Bu özellikler bitkinin kendini olabildiğince uzun süre koruması için yararlıdır.

Fakat aktif lektin tüketimi, olumsuz sonuçlara yol açar. Yapılan araştırmalarda az pişmiş ya da çiğ barbunya tüketen bireylerin metabolizmalarında önemli lektin tepkimeleri oluğu bildiriliyor.

Çiğ ya da az pişmiş barbunyada bulunan fitohemaglutinin vücutta kırmızı kan hücrelerinin bir araya toplanmasını sağlar. Fitohemaglutinin bir tür lektindir. Bu bileşenin insan vücudunda sebep olduğu sorunlar şunlardır:

·         Mide bulantısı

·         Kusma

·         Mide rahatsızlığı

·         İshal

·         Şişkinlik ve gaz

Bilim insanları yaptıkları hayvan deneylerinde,  aktif halde vücuda alınan lektin bileşenlerinin demir, fosfor, kalsiyum ve çinko gibi minerallerin emilimini azalttığını saptadı. Baklagiller ve tahıllar söz konusu mineraller bakımından zengindir. Fakat aynı zamanda bileşimlerinde lektin de içerdikleri için bu minerallerin vücutta tam verimli kullanımı engellenebilir.

Lektinin bir başka özelliği de sindirim sistemini kaplayan hücrelere bağlanabilmesidir. Böyle durumlarda lektin, besinlerin istenen şekilde parçalanmasına ve vücut tarafından kullanılması için tetiklenen reaksiyonlara olumsuz etkide bulunabilir. Ayrıca lektin, sindirim sistemindeki hücrelere bağlanan bağırsak florasının gelişimini ve doğal hareketini de olumsuz etkileyebilir.

Lektin proteinlerinin bir başka önemli özelliği de bağlandıkları hücrelerde uzun süre kalabilmeleridir. Bu durum vücudun otoimmün reaksiyon göstermesine yol açabilir. Bilim insanları böyle hallerde teorik olarak romatoid artrid ve tip 1 diyabet hastalıklarının gelişimine zemin hazırlandığını bildiriyor.

Bütün bu bilgilere karşılık, insan vücuduna aktif halde alınan lektinin uzun sürede yaratabileceği sağlık problemleri konusunda kesin karara varmak için yeterli veri bulunmuyor. Anti-besin maddeleri ile yapılan çalışmalar daha çok yetersiz beslenmenin sık rastlandığı ya da gıda çeşitliliğinin çok az olduğu bölgelerde ve tam tahıllar ile baklagillerin günlük diyette yüksek oranda rol aldığı beslenme koşullarında incelemeye alınmıştır.

Gıdalardaki Lektin Miktarı Nasıl Azaltılabilir?

Öncelikle yüksek miktarda aktif lektin içeren gıdaların tüketilmesinin sık rastlanan bir durum olmadığını göz önünde bulundurmalıyız. Lektin yiyeceklerin çiğ halinde daha güçlü biçimde yer alır. Söz konusu baklagiller ve tahıllar ise çiğ tüketilmez. 

Haşlamak ya da fırınlamak gibi yüksek derecede sıcaklıkta ışıl işleme tabii tutulan gıdalarda lektin etkisiz hale gelir. Lektin suda çözünür ve gıdaların dış yüzeyinde bulunur. Bu nedenle uzun süre suda bırakılan baklagil ve tahıllarda bulunan lektin çözünerek, gıdadan uzaklaşır.

Fasulye, nohut vb. baklagiller pişirilmeden önce suda bırakılır ve daha sonra da yüksek sıcaklıkta uzun süre haşlanır. Böylece bileşimlerinde yer alan lektin inaktive olur.

Vücut sindirim reaksiyonları sırasında lektin parçalayıcı özelliğe sahip enzimler üretir. Gıdada bulunan lektin miktarının azaltılmasında etkili olan, bir başka yararlı yöntem de fasulye ve buğday tanesi kabuklarının mekanik yöntemlerle çıkarılmasıdır. Böylece lektin ortamdan uzaklaştırılır. Baklagillerin ve tahılların kabuklarının mekanik olarak çıkarılmasında asıl amaç filizlenmenin önlenmesidir.

Yiyeceklerde değişik türde lektin bulunur. İnsanların bu bileşenlere verdikleri tepkiler de, kişisel olarak farklıdır. Söz gelimi huzursuz bağırsak sendromu yaşaya bireylerin lektin vb. anti besinlere daha fazla tepki vereceği kolaylıkla tahmin edilebilir.

Lektin duyarlılığı fiziksel rahatsızlıklar ile ortaya çıktığı için bu tür sorunlara yol açan gıdaların, daha az tüketilmesi de uygun bir çözüm yolu olabilir.

Lektin İçeren Gıdaların Yararları

  Bileşiminde lektin bulunduğu halde vücut için yararlı olan bazı gıdalar şunlardır:

·         Esmer pirinç

·         Mercimek

·         Bezelye

·         Ayçiçeği çekirdeği

Lektin, vücut hücrelerini serbest radikallerin yarattığı tahribattan korur. Bu özelliği ile bir tür antioksidan gibi çalıştığı söylenebilir. Lektinin bir başka özelliği de sindirimi ve karbonhidrat emilimini yavaşlatmasıdır. Bu sayede kan şekerinde olabilecek ani yükselmeler önlenebilir. İnsülin düzeyi dengelenir.

Bazı araştırmalarda ise uzun süre boyunca yemek yemesi mümkün olmayan bazı hastalarda lektinin bağırsak hücresindeki gelişmeyi desteklediği bildiriliyor. Ayrıca toksik olmayan türde az miktarda lektin tüketiminin kanser hücrelerini ortadan kaldırabildiği de bilimsel çalışma sonuçlarında rapor ediliyor.  

Pek çok çalışmada B vitamini, protein, lif, mineraller ve sağlıklı yağlar bakımından zengin gıdalarda bulunan lektinin kardiyovasküler hastalık ve tip 2 diyabet hastalığı gelişme potansiyelini düşürdüğü ortaya konmuştur. Bu tip gıdalara diyette daha çok yer verilmesi halinde, lektinin potansiyel zararına oranla, daha fazla fayda elde edilebileceği bilimsel raporlarda belirtilmektedir.

Benzer Yazılar