Sağlıklı, uzun, mutlu, huzurlu ve dengeli bir şekilde hayatta kalmak için neyi nasıl yapmamız gerektiğini araştıran birçok bilim insanı vardır. Uzmanların tam olarak bilemedikleri ve ortak bir karara varamadıkları birçok konu hala tartışılmaya devam ediyor. Bununla birlikte emin olunan ve görüş birliğine varılan ortak noktalar da var. Örneğin; nefes almadan sadece birkaç dakika yaşayabileceğimiz için nefesin yaşamımız için önemi de tartışılmaz. Nefes kadar ihtiyacımız olan bir başka yaşam kaynağı da “su”dur. Su içmeden yaşayamayacağımızı, hatta yaşlanma sürecinin vücuttaki su oranın azalması ile başladığını bilmekteyiz. Sağlıklı bir ömür için suyun önemini kabul ediyoruz; çünkü günümüzde susuzluğun sebep olduğu, tetiklediği ve hatta bizzat neden olduğu birçok rahatsızlık bulunuyor.
Yaşlanmak
Anne karnında neredeyse tamamen sudan oluşuruz. Doğduğumuzda vücuttaki su oranımız hala çok yüksektir. Zaman ilerleyip de yaş almaya başladıkça vücudumuzdaki su oranı azalmaya başlar. Bu nedenle yaşlanmak bir şekilde vücuttaki su oranının azalması olarak da açıklanabilir. Yaş ilerledikçe azalan su oranının yanı sıra az su tüketmek kadar vücuttaki su oranının henüz çok düşük olmadığı (orta yaş) dönemlerde az su tüketmek de, yaşlanma sürecini hızlandırmaktadır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi; susuz kalan vücut, suya en az ihtiyaç duyulan organlara, ihtiyaçlarından daha az su temin eder. Derimiz susuz kaldıkça yaş almada ortaya çıkan izlerin hızlanmasına neden olmaktadır.
Kabızlık
Günümüzde birçok kişi kabızlık sorunu çekmektedir. Bunun birçok nedeni olmak ile birlikte, susuzluğun kabızlık konusunda etkisi büyüktür. Susuzluk ile kastedilen, sadece su içme alışkanlığının olmaması değildir. Su içeriği yüksek gıdaların da tüketilmemesi ve bununla birlikte diüretik (kafeinli gibi) besinlerin fazla tüketilmesini de susuzluğa neden olmaktadır. Örneğin; tüm gün şekerli kahve-çay içen, kahvaltıda sandviç ve çay, öğlen yemeğinde döner, ayran, tatlı ve akşam yemeğinde de et, makarna, yoğurt yiyen birini düşünün. Aynı kişinin günde 8 bardak su içtiğini, düzenli spor yaptığını, yoğun bir iş temposu olduğunu da kabul edelim. Bu kişinin birçok açıdan kabızlığı tetiklenmektedir.
Depresyon
Günümüzün kabızlık kadar yaygın bir rahatsızlığıdır depresyon. Aslına bakarsanız kabızlık da depresyonu tetiklemektedir. İkinci beynimiz bağırsakların iyi çalışmaması depresyonu tetiklemektedir. Bunun yanı sıra susuz kalan vücutta oluşan stres nedeni ile de depresyon görülebilmektedir. İç organların tümü suya ihtiyaç duymaktadır. Yetersiz su durumunda, hayati açıdan en önemsiz organlar susuz bırakılmaya başlanır. Deride kuruluğun en önemli nedenidir susuzluk. Susuz kalan organlar ile birlikte vücutta sıkıntılar oluşmaya başlar. Bu durum depresyonu desteklemekte, hatta kronik susuzluğun direkt nedeni olabilmektedir.
Obezite
Günlük vücudunuza ihtiyacı olan suyu vermezseniz kilo alma ihtimaliniz artacaktır. Vücuttaki toksinler ve diğer atık maddeler vücuttan uzaklaştırılamadığı için metabolizmanız çalışması gerektiği gibi çalışamayacak ve yağ yakamayacaktır. Bu nedenle kilo almak istemiyorsanız her gün en az 2 litre su içmelisiniz. Suyla hızlanan metabolizma sayesinde yağ yakımı hızlanabilir ve kilo vermek istiyorsanız daha kolay kilo verirsiniz. Ayrıca mideniz kazındığında su içerseniz bir süre daha kendinizi tok hissedersiniz.
Yüksek Kolesterol
Susuz kaldığınızda vücudunuz bir koruma mekanizması olarak hücrelerdeki suyun çekilmemesi için daha yüksek miktarda kolesterol üretir. Kanda yüksek miktarda kolesterol bulunması ciddi hastalıklara yol açabilir. Damar ve hücre sağlığınız için susuz kalmamaya özen göstermelisiniz.
Hazımsızlık
Su sindirim sisteminde büyük bir rol oynar. Yeterince su içmezseniz sindirimin başladığı ilk yer olan ağızda yeterince tükürük salgılanamaz ve besinler düzgün bir şekilde sindirilemez. Ayrıca midede sindirim yapabilmek için gerekli olan salgılar da su olmadan salgılanamayacağı için yedikleriniz uzun süre midenizde kalacak ve sizi rahatsız edecektir.
Ciltte Kuruluk ve Kırışıklıklar
Yeterince su almayan cildinizdeki hücrelerin yapısı bozulmaya başlar. Başta kuruluk ve pul pul dökülme ile ortaya çıkan cilt kuruluğu ileride kırışıklık gibi onarılamaz cilt problemlerine neden olabilir. Bol bol su tüketmek yaşlanma belirtilerinin daha uzun süre ortaya çıkmaması için en önemli etkendir. Dışarıdan sürdüğünüz nemlendirici kremler cildin sadece belli bir katmanına kadar ulaştığından cildinizin içten nemlenmesi gerektiğini ve hücrelerinizin suya ihtiyaçları olduğunu unutmayınız.
Ciltte Yağlanma
Hepimizin düştüğü hataların başında cildimiz yağlıysa krem sürmeye ya da nemlendirmeye ihtiyaç duymadığımızı düşünmek gelir. Bu aslında tamamen yanlıştır. Cilt, yeterince nemlendirilmediği için yağ üretir. Dışarıdan sürülen kremler bunu bir miktar etkilese de pul pul dökülmesine rağmen üzeri yağ tabakası ile kaplı bir cildiniz olabilir. Bunun sebebi gün içerisinde yeterince su içmemenizdir. Yeterli nemi içerden alan cilt yağ üretimini azalatacak, bu sayede çok daha temiz ve canlı bir cildiniz olacaktır.
Tansiyon
Susuzluğun yarattığı ciddi problemlerden biri de hipertansiyondur. Vücuttaki toksinlerine ve diğer atıkların uzaklaştırılamaması ile kan basıncı artacak ve tansiyon hastaları için tehlikeli bir durum oluşacaktır. Bu nedenle özellikle tansiyonla ilgili problem yaşayanların günlük içtikleri su miktarına son derece dikkat etmeleri gerekmektedir.
Saç Dökülmesi
Gün içerisinde yeterince su içmemek saçlarınızın solgunlaşmasına, daha kırılgan ve dökülmeye meyilli olmalarına neden olacaktır. Susuzluktan kuruyan kafa deriniz ise kepeklenmeye başlar. Bu nedenle daha sağlıklı ve dökülmeyen saçlara sahip olmak için her gün yeterince su içtiğinizden emin olmalısınız.
Migren
Migren ağrılarının büyük bir kısmının sebebinin susuzluk olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Yeterince su içilmediği için vücut ısısı artar ve bu da damarların genişlemesine neden olur. Genişleyen damarlar baş ağrılarına ve migren krizlerine neden olur. Eğer en büyük problemlerden biri olan migren ağrısını yaşamak istemiyorsanız düzenli bir şekilde su tüketmeye dikkat edin. Ayrıca ağrı başladığında bir bardak soğuk su içmek de vücut ısınızı düşüreceği için ağrınızın azalmasına yardımcı olacaktır.
Kabızlık
Yeterince su alamayan sindirim sisteminiz çok daha yavaş çalışmaya başlayacağı için kabız olma ihtimaliniz yüksektir. Sadece gün içerisinde içtiğiniz su miktarını arttırarak kabız olmaktan kurtulabilirsiniz.
Böbrek Problemleri
Yeterince su içmediğiniz sürece böbreklerinizin düzgün çalışma ihtimali yoktur. Sadece susuz kaldığınız için bile böbrek ağrısı yaşayabilirsiniz. Düzenli olarak su içmemeye devam ederseniz ciddi böbrek rahatsızlıkları yaşayabilirsiniz.
Kalp Problemleri
Dolaşım sisteminizin en önemli parçası olan kalbinizin düzenli bir şekilde çalışabilmesi için suya ihtiyacı var. Her gün yeterli miktarda su içmezseniz, %80’i sudan oluşan kalbiniz ile ilgili ciddi sorunlarla karşılaşabilirsiniz.
Enerji Kaybı
Bizim yakıtımız sudur. Yakıt enerjiye dönüştüğünde mekanizmamız işler. Hep duyarız ‘Susuz 3 gün yaşayabiliriz’ diye. Bunun anlamı hiçbir şey tüketmeden susuz kalmaktır. Yoksa su içmeden günlük beslenme hayatımıza devam ettiğimizde, su ihtiyacımızı, su içeren besinlerden alabiliriz. Su içeren besinler yemek; her ne kadar yeterli olmasa da, hayatta kalacak kadar suyu temin edebilmemize yardımcı olur; ancak, burada su kaybı ile birlikte aynı oranda enerji kaybı da yaşanır. Vücutta %1’lik su kaybının yaklaşık %10’luk bir enerji kaybına neden olabileceği görülmüştür. Susuzluğun, enerji kaybına nasıl etki edebildiğini özellikle profesyonel sporculardan bilmekteyiz. Örneğin; uzun bir koşuda kaybedilen sıvının yerine konulmaması durumunda sporcu, performans kaybına uğrayabilmektedir. Daha ileri safhalarda bayılma dahi görülebilmektedir.
Enerji kaybı ile birlikte hatırlamada güçlük çekme, reflekslerde zayıflama da görülebilmektedir. İlerleyen susuzluk ile birlikte yan etkiler görülmeye devam edilir. %10’luk bir kayıp bazen hayatın sonlanmasına dahi neden olabilmektedir.
Sütte Azalma
Emziren anneler yeterli miktarda su içmiyorlarsa sütleri daha az gelmeye başlar. Eğer süt azlığından yakınıyorsanız gün içerisinde daha fazla su tüketmeyi denemelisiniz.
Kas Krampları
Su, kasın yapısını etkileyerek daha elastik olmasını sağlar. Eğer gün içerisinde yerince su tüketmiyorsanız kaslarınız kasıldığında açılmakta zorlanabilir ve acı verici kramplar yaşayabilirsiniz. Özellikle spor yapıyorsanız yeterli miktarda su içtiğinden emin olmalısınız.
Eklem Rahatsızlıkları
Eklemler için su son derece önemlidir. Hareketi sağlayan kıkırdak dokunun yapısı yüksek oranlarda su içerir. Rahat bir şekilde eklemlerimizin hareket etmesi için suya ihtiyaç vardır. Bu su miktarı azaldığında eklem rahatsızlıkları ortaya çıkar. Birbirlerine sürtünen eklemler zamanla yırtılabilir ve ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebilir.
Yetersiz Su Tüketiminin Belirtileri Nelerdir?
1. Ağız Kuruluğu
Öncelikle bir yanılgıyı düzeltmek isterim, birçok kişi ağız kuruluğunun susuzluk başlangıcı belirtisi olarak bilir. Maalesef, ağız kuruduğunda susuzluk ileri safhada demektir. Yani, acilen su içilmesi gerekir.
2. Baş Ağrısı
Kontrol mekanizmamız olan beynin %80’i sudan oluşmaktadır. Su içeriği çok yüksek bu organın tüm vücudu kontrol etmek gibi görevleri vardır. En ufak bir su kaybı durumunda birçok rahatsızlık baş göstermeye başlamaktadır. Bazı araştırmalar %2’lik bir kaybın dahi zekada gerilemeye neden olabileceğini belirtmektedir.
Baş ağrısı, susuzluğun en önemli belirtilerindendir. Bazen baş ağrısını gidermek için ağrı kesici içilir ve ağrı geçer. Burada ağrı kesici ile birlikte alınan suyun faydası, ağrı kesiciden daha etkilidir. Bu nedenle, başınız ağrıdığında önce büyük bir bardak su içmeniz tavsiye edilir.
3. Deride Kuruluk
Derimiz bir bakıma iç organlarımızın bir yansıması gibidir. Bizlere genel sağlığımız ile ilgili birçok ipucu verir. Cildin kuruması ve erken yaşlanmanın en önemli sebeplerinden biri susuzluktur. Günlük su ihtiyacı yetersiz olduğunda, hayati organların çalışabilmesi adına, daha az önemli organlara su, kısıtlı olarak gönderilir. Derimiz de kalp ve beyin gibi organların yanında daha az önemlidir.
4. İdrar Renginde Koyuluk Ve Koku
İdrar rengimiz yeterli su içip içmediğimizi gösterir. Koyu olması genellikle yetersiz su içtiğiniz anlamına gelmektedir. Bazı takviyelerin ve ilaçların idrar rengini koyulaştırma özelliği vardır, böyle bir durum yok ise ve idrar renginiz koyu sarı ise yetersiz su içtiğinizi kabul etmelisiniz.
Koyu sarı renkli idrarın aynı zamanda koku yapması ve yanma hissi vermesi de normaldir. Beslenme ve su alım oranınızı gözden geçirip idrar renginizi takip etmeniz durumunda aradaki farkı rahatlıkla gözlemlemek mümkündür.