Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH ) Tedavi Yöntemleri
Alınabilecek Önlemler
KOAH'nın pek çok tipi potansiyel olarak dumana maruzu azaltarak ve hava kalitesini artırarak önlenebilmektedir. Yıllık grip aşısı uygulaması sayesinde ataklar, hastaneye yatırılma ve ölüm gibi durumların olasılığı düşürülmektedir. Pnömokok aşıları da yarar sağlayabilmektedir.
Sigarayı Bırakma
KOAH'nın önüne geçmenin en temel yolu insanların sigara alışkanlığı edinmesinin önüne geçmektir. Hükümetlerin, toplumsal sağlık kuruluşları ve sigara-karşıtı organizasyonların alacağı tedbirler sayesinde insanların sigaraya başlama ve sigarayı teşvik etme eğilimleri azaltılabilir. Halka açık mekanlarda ve iş yerlerinde sigara yasağı uygulaması ile pasif içicilikten kaynaklanan sorunların önüne geçilebilir.
Sigara kullanan kimselerde sigarayı bırakmak , KOAH'nın daha kötüleşmesinin önüne geçmek için yapılabilecek tek önlemdir. Hastalığın son dönemlerinde dahi, bu uygulamayla akciğer işlevinin kötüleşme hızı azaltılabilir ve engellilik, ölüm gibi durumların geciktirilmesi sağlanabilir. Sigarayı bırakmak, karar vermekle başlar. Uzun dönem bırakış genellikle birkaç deneme sonrasında başarıya ulaşır. 5 yıldan fazla çaba gösteren insanların yaklaşık %40'ında başarı görülür.
Bazı içiciler, sadece iradeyle uzun dönem sigarayı bırakabilirler. Ancak oldukça bağımlılık yapan bir etkinlik olduğundan, sigarayı bırakmak isteyen kimselerin ek desteğe ihtiyaçları vardır. Sigarayı bırakma ihtimali, çevreden gelen destek, sigara bırakma programlarına katılım ve/veya nikotin replasman tedavisi, bupropiyon veya vareniklin gibi ilaçların kullanılmasıyla artırılabilir.
Meslek Sağlığı
Kömür madenciliği, inşaat işçiliği ve taş işçiliği gibi risk altındaki meslek gruplarının KOAH'a yakalanma oranını azaltmak adına bazı önlemler alınagelmiştir. Bu önlemler arasında şöyle örnekler yer alır: kamu politikası üretimi, işçilerin riskler konusunda eğitimi ve yönetimi, sigarayı bırakma konusunda destek, işçilerin erken KOAH belirtisi konusunda kontrol edilmesi , gaz maskesi kullanımı ve toz kontrolü. Havalandırmayı geliştirmek, su spreyleri kullanmak ve toz üretimini düşüren madencilik tekniklerini uygulamak, etkili bir toz kontrolü sağlar. Bir işçi KOAH'a yakalanırsa, işçinin iş rolünü değiştirmek gibi yollarla toza maruzu azaltılabilir ve hastalığın ciddileşmesinin önüne geçilebilir.
Hava Kirliliği
Hem iç hem dış mekanlarda hava kalitesi yükseltilerek KOAH'ın önüne geçilebilir veya var olan hastalığın kötüleşmesinin önüne geçilebilir. Bu durum, kamu politikası çabalarıyla ve kişisel dahiliyet ile başarılabilir.
Bazı gelişmiş ülkeler, bazı düzenlemelere giderek dış mekanlarındaki hava kalitesini yükseltmiştir. Bu sayede nüfuslarının KOAH geliştirme oranlarında olumlu değişimlere yol açmıştır. KOAH hastası insanlar, dış mekandaki hava kalitesinin kötü olduğu durumlarda iç mekanlarda kalarak semptomlar gösterme ihtimallerini düşürebilirler.
Bir diğer önlem, yemek pişirilen veya ısıtılan mekanlarda görülen yakıt dumanının, etkili havalandırma, hatta daha iyi soba ve bacalar kullanılarak azaltılmasıdır. Düzgün sobala kullanımı, iç mekan hava kalitesini %85'e kadar iyileştirir. Güneş enerjisiyle yemek pişirme ve ısıtma gibi alternatif enerji kaynaklarının kullanımı, hatta biyokütle (tezek/odun) yerine kömür/gazyağı gibi yakıtların kullanımı, daha iyi sonuçlar doğurmaktadır.
Koah İçin Bilinen Bir Tedavi Bulunmamaktadır;
ancak belirtiler tedavi edilebilir ve ilerlemesi ertelenebilir. Yönetimin asıl amaçları arasında risk faktörlerini azaltmak, durağan bir hastalık süreci sağlamak, akut atakları önlemek veya iyileştirmek ve ilgili hastalıkları kontrol altında tutmak yer alır. Hastalıktaki ölüm oranlarını azaltan yöntemlerden kanıtlanmış olanları sigarayı bırakma ve oksijen desteği almaktır. Sigarayı bırakmak hastalıktan dolayı ölüm riskini %18'e kadar azaltır. Diğer öneriler arasında her yıl grip aşısı olma, beş yılda bir zatürre aşısı olma ve çevredeki hava kirliliğine maruz kalma oranını azaltmak bulunur. Hastalığı ilerlemiş olanlarda palyatif bakım belirtileri hafifletebilirken morfin nefes yetersizliği hissini azaltabilir. Mekanik ventilasyon soluk almayı kolaylaştırmak adına kullanılabilir.
Egzersiz
Pulmoner rehabilitasyon , bir egzersiz, hastalık yönetimi ve rehberlik programı olup kişinin yararı için koordine olur. Yakın zamanda atak geçirenlerde, pulmoner rehabilitasyonun yaşam kalitesini, egzersiz yeteneğini arttırdığı ve ölüm riskini azalttığı görülmektedir. Bunun yanında kişinin hastalığı üzerindeki ve kendi duyguları üzerindeki kontrol hissini arttırır.
Optimal egzersiz rutini, egzersiz sırasında mekanik ventilasyon kullanımı ve KOAH hastaları için önerilen egzersiz yoğunluğu bilinmemektedir. Kol dayanıklılığını arttıran egzersizler, KOAH hastalarının kol hareketini geliştirirken nefes darlığına da ufak katkılar sağlar. Kol egzersizleri yapmak yaşam kalitesini arttırmak için tek başına yeterli değildir. Nefes alıp verme egzersizlerinin de olumlu yararları sınırlıdır. Büzük dudak nefesi egzersizleri yararlı olabilir. Tai Chi egzersizleri KOAH hastaları için güvenli egzersizlerden olup sıradan tedavi programına nazaran daha solunum faaliyetleri ve kapasitesi için daha yararlı olabilir. Tai Chi'nin diğer egzersiz programlarından daha etkili olduğuna dair herhangi bir çalışma yoktur.
Normalden daha zayıf veya daha fazla kilolu olmak da belirtileri, engellilik seviyesi ve KOAH prognozunu etkileyebilir. Zayıf insanlar solunum kas gücünü kalori alımlarını arttırarak arttırabilirler. Düzenli egzersiz veya pulmoner rehabilitasyon programları eşliğinde kalori alımı KOAH semptomlarını azalmada kayda değer katkılar sağlar. Yetersiz beslenen hastalarda ek besinler yararlıdır.
Bronkodilatörler
Soluk yoluyla alınan bronkodilatörler kullanılan en birincil ilaçlardan olup genel hastalığa küçük katkılar sağlarlar. Bu tip ilaçların iki tipi bulunur: β2 agonistler ve antikolinerjikler . Her iki tip ilacın da uzun etkili ve kısa etkili biçimleri bulunur. Nefes darlığı, öksürme ve yetersiz egzersiz gibi olumsuzlukları azaltarak yaşam kalitesini arttırır. Ancak altta yatan hastalığın gidişatında herhangi bir değişiklik yapıp yapmadıkları konusunda kesin bir çalışma yoktur.
Hastalığı hafif olarak geçiren kimselerde, kısa etkili ilaçların ihtiyaç duyuldukça kullanılması önerilir. Daha ciddi boyutlardaki hastalarda uzun etkili ilaçlar önerilir. Uzun süreli ilaçlar kısmen hiperenflasyonu (aşırı havalanma) iyileştirme prensibiyle çalışır. Uzun etkili bronkodilatörler yetersizse genelde tedaviye soluk yoluyla alınan kortikosteroidler eklenir. Uzun etkili ilaçlara nazaran, tiotropiyum (uzun etkili antikolinerjik) ve uzun etkili beta-adrenoseptör agonistlerin (LABA'lar) daha iyi olup olmadıkları kesin değildir ve en uygun ilacın seçilmesi için hepsinin denenerek en iyi verim alınanının kullanılması önerilmektedir. Her iki tip ilaç da akut atak riskini %15–25 aralığında azaltır. İki tip aynı anda kullanılabilir fakat böylesi bir durumun kayda değer bir yarar sağlayıp sağlamadığı konusunda kesin bir çalışma yoktur.
Salbutamol (Ventolin) ve terbütalin gibi bazı kısa etkili β2 agonistler mevcuttur. Bunlar belirtileri dört ila altı saat arasında azaltırlar.Salmeterol , formoterol ve indakaterol gibi uzun etkili β2 agonistleri bakım terapilerinde kullanılır. Bazıları bunun yararının sınırlı olduğunu öne sürerken, diğerleri yeterli yarar sağladığını ileri sürer. Uzun süreli kullanımlar KOAH hastaları için güvenli görünmektedir. Fakat yan etkileri arasında istem-dışı titremeler ve kalp palpitasyon yer alır. Soluk yoluyla alınan steroidlerle beraber alındığında zatürre riskini arttırırlar. Steroidler ve LABA'lar beraber daha iyi sonuçlar verebilirken, bu küçük katkıların artan sağlık risklerinden daha kayda değer olup olmadığı belirsizdir. İndakaterol günde bir dozluk kullanım gerektirir ve günde iki kez kullanım gerektiren uzun etkili β2agonistleri kadar etkilidir.
KOAH ile mücadelede iki ana antikolinerjik kullanılır: ipratropium ve tiotropium . İpratropyum kısa etkili bir ajan olup tiotropyum uzun etkilidir. Tiotropyum atakları azaltarak yaşam kalitesini arttırır. Bu katkıları tiotropyum, ipratropyuma göre daha verimli sağlar. Bu maddeler ölüm riski veya hastanede tutulma süresinde kayda değer bir değişiklik vadetmez. Antikolinerjikler ağız kuruluğu ve idrar yolu hastalıklarını arttırma eğilimi gösterebilirler. Bunun yanında kalp hastalıkları ve kalp krizinde artışa yol açabilirler. Bir diğer uzun etkili ajan olan aklidinyum , yaşam kalitesini arttırmasının yanı sıra hastanede tutulma oranlarını azaltır. Aklinidinyum, tiotropyuma bir alternatif olarak geliştirildiyse de hangisinin daha etkili olduğu belirsizdir.
Kortikosteroidler
Kortikosteroid ilaçlar solunum yoluyla alınsalar da akut atakların önüne geçmek adına tablet olarak da alınabilirler. Solunum yoluyla alınan kortikosteroidler (ICS) daha az ciddi KOAH hastaları için kayda değer faydalar sağlamazken, orta veya ciddi derecedeki hastaların akut ataklarını azaltır. Tek başlarına bir-yıllık ölümlere bir katkıları yoktur. Hastalığın gelişimi konusunda bir etkiye sahip olup olmadıkları kesin değildir. LABA ile birlikte kullanıldıklarında, tek başında ICS veya tek başına LABA kullanımına nazaran ölüm oranlarını azaltabilirler. Solunum yoluyla alınan steroidler, artan zatürre oranlarıyla ilişkilidir. Uzun süreli steroid tabletleri kullanımının da kayda değer zararları bulunur.
Diğer İlaçlar
Uzun süreli antibiyotikler , özellikle makrolid sınıfındaki eritromisin gibi ilaçlar, yılda bir veya daha fazla atak geçiren KOAH hastalarının ataklarının sıklığını azaltırlar. Bu uygulama dünyanın bazı bölgelerinde uygun maliyet artısı getirir. Bu uygulamayla ilgili endişeler arasında antibiyotik direnci ve azitromisin kaynaklı işitme sorunları yer alır. Teofilin gibi metilksantinler yarardan çok zarar verdiklerinden ötürü önerilmezler, ancak başka tedbirler altında tutulmayanlar tarafından ikinci basamak ajan olarak kullanılabilirler. Mukolitikler kronik bronşit sahibi hastaların ataklarının azaltılmasına yardımcı olabilirler. Öksürük ilaçları önerilmez.
Oksijen
Ek oksijen tedavisi , dinlenme halinde düşük oksijen oranlarına (kan gazı basıncının 50–55 mmHg veya oksijen doygunluğunun %88'in altında olduğu durumlar) sahip olan kimseler için önerilir. Bu gruptaki kimselerde günde 15 saat kullanılması durumunda kalp yetmezliği ve ölüm riskini azaltır ve kişinin egzersiz yapma yeteneğini arttırır. Oksijen seviyesi daha yüksek olan hastalarda egzersiz sırasında verilen oksijen katkısı kişinin nefes yetmezliğini arttırırken günlük aktivitelerindeki nefes yetmezliğine etki etmediği gibi hayat kalitesinde bir artışa sebep olmaz. Yangın riski arttıran bu tedavi, kişinin sigaraya devam etmesi durumunda çok az bir katkı sağlar. Böylesi durumlarda oksijen kullanımına karşı çıkan uzmanlar mevcuttur. Akut ataklar sırasında birçok kişi oksijene ihtiyaç duyar; kişinin oksijen doygunluğu hesaba katılmadan yapılan oksijen terapileri kişinin kanında karbon dioksit oranlarının yükselmesine ve daha kötü sonuçlara neden olabilir. Yüksek karbon dioksit riski taşıyanlarda %88–92'lık bir oksijen doygunluğu önerilirken, böyle bir risk taşımayanlarda %94–98 yeterlidir.
Cerrahi
Çok ciddi boyutlardaki hastalarda cerrahi müdahale bazen yararlıdır ve akciğer nakli veya akciğer hacmi azaltma ameliyatı gibi uygulamaları içerir. Akciğer nakli azaltma ameliyatında akciğerdeki en hasarlı kısımlar çıkarılarak kalan daha sağlıklı dokuların genişleyip daha iyi çalışması sağlanır. Bu operasyon özellikle hastalık üst lopları etkilemişse başarılı olabilir. Ancak uygulama sonrası erken ölümler veya yan etkiler görülebilir. Akciğer nakli bazı çok ciddi KOAH hastalarında, özellikle gençlerde uygulanır.
Ataklar
Akut ataklar tipik olarak kısa etkiki bronkodilatörlerin kullanımının arttırılmasıyla tedavi edilir. Bu, solunum yoluyla alınan kısa süreli agonistler ve antikolinerjiklerin beraber kullanılmasıyla yapılır. Bu ilaçlar hava hazneli ölçülü inhalasyon aleti ile veya nebülizör (fısfıs) yardımıyla kullanılabilir olup her iki yöntem de eşit şekilde etkilidir. Nebülizasyon, sağlık durumu daha kötü hastalar için kullanım kolaylığı sağlayabilir. Oksijen eklemesi yararlı olabilir. Ancak aşırı oksijen, yükselen CO2 oranlarına ve bilinç azalmasına sebebiyet verebilir.
Ağızdan alınan kortikosteroidler iyileşme şansını arttırabilir ve belirtilerin süresini kısaltabilir. Damar içi steroidleri olarak da aynı verimde çalışsalar da, ağızdan alınanların daha az yan etkisi bulunur. Beş günlük steroidler, on veya on dört günlük steroidler ile aynı verimde işe yarar. Ciddi atakları olan hastalarda antibiyotikler de sonuçları daha iyiye çekebilir. Amoksilin, doksisilin ve azitomisin gibi farklı antibiyotikler kullanılabilse de, hangisinin diğerlerine göre daha iyi sonuç verdiği kesin değildir. FDA, barındırdığı ciddi yan etkilerden ötürü florokinolonların diğer antibiyotikler varken kullanılmamasını tembihler. Bunun yanında daha az ciddi seviyedeki hastalar için kesin bir bulgu yoktur.
Tip–2 solunum yetmezliği olanlarda (akut olarak CO2 oranı yüksek olanlar) mekanik ventilasyon ölüm riskini ve yoğun bakım girişlerini azaltır. Ek olarak, teofilin diğer önlemlere cevap vermeyen hastalarda kullanılabilir. Ataklardan %20'den daha azı hastanede yatış gerektirir. Solunum yetmezliğinden dolayı asidoz (kandaki asit artışı) olmayan insanlarda ev bakımı hastane girişlerinin önüne geçebilir.